1 Mayıs 2012 Salı

Umuda Hasret



Neydi umut? 
Nelerde arar olduk? Uzakken yakın, yakınken uzak mı?  
Neydi hasret? Takatsizlik mi? Kıvılcımlardan ateş olmak. O ateşte pervaneye dönen kelebek mi? 
İki kapı arasında geçip giderken ömür, her kapı ardında elem. Nutku tutulan kelimeler, bitmek bilmez geceler, uyku girmeyen gözler. Düşlerine düşmüş olma umuduyla hasret odunda pişmek.  
Yoksa her dem böyle mi sürüp gidecek? 
Bilmezsen bilir oldum seni. Görmezken hayal eder. Ararken buldum seni. Bulduktan sonra hasret çekmek. Yanarken kalbimin Süveydaları bugünlerden öte yarınları beklemek.  
Şimdi bilmem gecenin hangi demindeyim. Yüreğimde sen, kulaklarımda senin üftade sesin. Perde perde açılırken ellerim, kağıda dökülen serzenişden öte sitemlerim. Biliyorum, bu gece ve bilmem bundan sonraki kaç gece yine sensiz yine umut dilencisiyim.  
Aşk bilinmez, yaşanır biliyorum. Yaşamaksa eğer ben seninleyim. Ama şuan uzakta, biçare, bihaber, güneşi bekleyen gündüzler gibi dertliyim.  
Güneşim olma, gece sensizliğe katlanamam. Mehtap olmak dilersen gündüzleri sensiz neyleyim. Herşeyim ol işte. Hasrete de razıyım, umutsuz umutlara da.  
Bir geceyi de seninle geçirmek mi? İşte Umut! 
Bu gece de sensizim. İşte Hasret! 
Sabret bakalım, Çoğu gitti diyemem belki ama azı kalmıştır elbet! 


SadrıAzam
1My12
02:53
...|maf

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder